Hadis

Hadis

Hadis

HADİS الحديث

Hadis, Hz. Peygamber’in sözleri, fiilleri ve onayları; bunları tespit etmeyi, aktarmayı ve anlamayı amaçlayan ilim dalıdır.

1. Tanımı ve Kapsamı

Sözlükte “yeni, haber, söz ve konuşma” gibi anlamlara sahip olan “hadis” kelimesi terim olarak Hz. Peygamber’in sözleri (kavil), davranışları (fil) ve onaylarıyla (takrir) bunların aktarıldığı rivayetleri ifade eder. Farklı ilim dallarına göre bu tarifin kapsamı genişler veya daralır. Mesela hadis âlimlerine göre Hz. Peygamber’in bedensel özellikleri ve ahlakî vasıfları da hadisin kapsamına girdiği halde, hadislere daha ziyade dini hüküm kaynağı olarak bakan fikıh âlimleri sadece yukarıdaki ilk üç unsuru dikkate alırlar.

Kendi sözleri hakkında “hadis” kelimesini ilk defa Hz. Peygamber kullanmıştır. Böylece ilk devirden itibaren “hadis” kelimesi, Hz. Peygamber’in söz, fiil ve onaylarını bildiren haberler anlamına gelmiştir. Hz. Peygamber’den sonraki birkaç yüzyıl içinde, hadis teriminin kapsamı daha da genişlemiş, Hz. Peygamber’in arkadaşları olan sahabenin ve onlardan bir sonraki kuşağı oluşturan tâbiînin söz ve fiilleri de “hadis” adıyla anılmıştır. Ancak aradaki farkı göstermek üzere Hz. Peygamber’e ait olan hadislere “merfü hadis”, sahabeye ait olanlara “mevkuf hadis”, tâbiîne ait olanlara “maktů hadis” adı verilmiştir.

“Haber” ve “eser” kelimeleri de hadis anlamında kullanılır. Ayrıca haber genel anlamda rivayet edilen her şey için, eser ise sahabe ve tâbiîne ait görüşler için kullanılır. Hadisle birlikte çokça kullanılan bir başka terim sünnettir. İki terim eş anlamlı olarak kullanılsa da hadis daha çok yazılı veya sözlü olarak nesilden nesile aktarılan şeyi ifade ederken, sünnet bu anlamın yanında yazılı veya sözlü içeriğin uygulamaya geçmiş halini de anlatır.

Bir hadis senet ve metin şeklinde iki kısımdan oluşur. “İsnat” da denilen senet, hadisi aktaran kişilerin (râvi) isimlerinin ilkinden sonuncusuna kadar peşpeşe sıralandığı kısımdır. Metin ise hadiste haber verilen söz, davranış veya onayın anlatıldığı kısımdır. İslam tarihinin ilk yüzyılları boyunca hadisleri senetleriyle birlikte aktarmak yerleşik bir kuraldı, bugün ise hadisler genellikle sadece metinleriyle yani senetsiz olarak aktarılmaktadır. Çünkü hadisler ilk yüzyıllarda yazılan kitaplarda kaydedildiği ve bu kitaplar yaygınlık kazandığı için, belirli bir dönemden sonra hadisin kaynağını göstermek maksadıyla isnadını zikretmeye gerek kalmamıştır.

II. Önemi

Hadisler, insanları aydınlatan, onlar için hidayet ve rahmet kaynağı olan Kur’ân-ı Kerim’in kendisine indirildiği (en-Nahl 16/44, 64) Hz. Peygamber’e ait olduğundan dinî açıdan üstün bir değere sahiptir. Kur’an’ı herkesten iyi anlayan ve âyetlerin amacını en iyi bilen Hz. Peygamber’in açıklamaları müslümanlar için büyük önem taşır. Hadisin veya sünnetin en önemli işlevi, Kur’ân-ı Kerim’in doğru anlaşılmasını ve uygulanmasını sağlamaktır. Kur’ân-1 Kerim’i en iyi biçimde anlayan ve uygulayan Hz. Peygamber bu yüzden “yaşayan Kur’an” olarak tanımlanmıştır (Müslim, “Salâtü’l-müsâfirîn”, 139; EbûDâvûd, “Tatavvu”, 26). İslamiyet’in en temel buyrukları Kur’an’da öz olarak bildirilmiş, bunların açıklanması Hz. Peygamber’e bırakılmıştır. Hz. Peygamber’in, ayrıntılarını insanlara açıkladığı ve bizzat uygulayarak gösterdiği ilahî emirlerin başında namaz, oruç, zekât ve hac gibi temel ibadetler gelir. Namazların hangi vakitlerde, kaçar rekât ve nasıl kılınacağı, orucun nasıl tutulacağı, zekâtın hangi mallardan ne kadar verileceği, haccın nasıl yapılacağı gibi konular Kur’an’da yer almayıp hadislerle açıklık kazanmış, birçok mesele hadislerde verilen bilgilerle çözüme kavuşturulmuştur. Yine Kur’an’da yer alan, birkaç türlü yorumlanabildiği için mânası kolayca anlaşılmayan âyetler ve benzeri meseleler de Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır. Kur’ân-1 Kerim’de kısaca ele alınan âhiret hayatıyla ilgili hususlar, kabir hayatı, yeniden dirilme, mahşer, hesap, mîzan, cennet ve cehennemdeki hayat gibi konular da hadisler sayesinde öğrenilebilmektedir. Ahlakî faziletler, manevi ve ruhî gelişimi sağlayacak kurallar, düzenli bir aile hayatı için gerekli olan davranış biçimleri, insanlar arasında toplumsal ve ekonomik ilişkileri düzenleyen kurallar, yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkiler gibi konularda da hadislerde geniş bilgi bulunmaktadır. Kısacası hadis, bir müslümanın bireysel ve toplumsal hayatını kuşatan hemen her konuda başvurulacak temel dinî kaynak durumundadır.
Kur’ân-ı Kerim’i açıklamanın dışında, onda yer almayan hükümleri doğrudan belirlemek de sünnetin asli işlevlerindendir. “Peygamber size ne verdiyse alın, neyi yasakladıysa ondan da kaçının” (el-Haşr 59/7) âyetinde görüldüğü üzere Allah Teâlâ Hz. Peygamber’e gerektiğinde hüküm koyma yetkisi vermiştir. “Allah ve resulü bir konuda hüküm bildirdiği zaman, ne mümin bir erkeğin ne de mümin bir kadının o konuda başka bir tercihte bulunma hakları vardır” (el-Ahzâb 33/36) âyetiyle benzeri birçok âyette Hz. Peygamber’in kararlarına mutlaka uyulması gerektiği açıkça veya dolaylı olarak anlatılmaktadır. Bu âyetler, Hz. Peygamber’in söz ve davranışlarının müslümanlar için vazgeçilmez bir önem taşıdığını göstermektedir. Onun emirlerine itaat aynı zamanda bir inanç meselesi olup Kur’an’da Allah’a itaatin emredildiği âyetlerdeResûlullah’a itaat de şart koşulmuştur.

Hz. Peygamber vahiy aracılığı ile daima Allah Teâlâ’nın gözetiminde hareket etmiş ve herhangi bir yanlışlık yapması halinde bu derhal düzeltilmiştir. Bunun sebebi, bütün peygamberlerin ortak özelliklerinden biri olan “ismet” sıfatıdır. Bu özellik onlardan bir sonraki kuşağı oluşturan tâbiînin söz ve fiilleri de “hadis” adıyla anılmıştır. Ancak aradaki farkı göstermek üzere Hz. Peygamber’e ait olan hadislere “merfû hadis”, sahabeye ait olanlara mevkuf hadis”, tâbiîne ait olanlara “maktů hadis” adı verilmiştir.

“Haber” ve “eser” kelimeleri de hadis anlamında kullanılır. Ayrıca haber genel anlamda rivayet edilen her şey için, eser ise sahabe ve tâbiîne ait görüşler için kullanılır. Hadisle birlikte çokça kullanılan bir başka terim sünnettir. İki terim eş anlamlı olarak kullanılsa da hadis daha çok yazılı veya sözlü olarak nesilden nesile aktarılan şeyi ifade ederken, sünnet bu anlamın yanında yazılı veya sözlü içeriğin uygulamaya geçmiş halini de anlatır.

Bir hadis senet ve metin şeklinde iki kısımdan oluşur. “İsnat” da denilen senet, hadisi aktaran kişilerin (ravi) isimlerinin ilkinden sonuncusuna kadar peşpeşe sıralandığı kısımdır. Metin ise hadiste haber verilen söz, davranış veya onayın anlatıldığı kısımdır. İslam tarihinin ilk yüzyılları boyunca hadisleri senetleriyle birlikte aktarmak yerleşik bir kuraldı, bugün ise hadisler genellikle sadece metinleriyle yani senetsiz olarak aktarılmaktadır. Çünkü hadisler ilk yüzyıllarda yazılan kitaplarda kaydedildiği ve bu kitaplar yaygınlık kazandığı için, belirli bir dönemden sonra hadisin kaynağını göstermek maksadıyla isnadını zikretmeye gerek kalmamıştır.

BENZER KONULAR:

Dini Site

DiniSite.tr, İslam diniyle ilgili güvenilir ve derinlemesine bilgiye ulaşmak isteyenler için hazırlanmış bir platformdur. Bu site, İslami değerler, ibadetler, ahlaki öğretiler ve toplumsal konular üzerine kapsamlı içerik sunarak, Müslümanların hem günlük yaşamlarına hem de manevi gelişimlerine rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu