Hayır الخير
“İyi/hayırlı olmak; birine iyilik etmek, hayırlı olanı vermek; birinden üstün/hayırlı olmak; bir kimseyi/şeyi diğerine üstün tutmak, tercih etmek; bir şeyi seçmek, diğerlerinden ayırmak” anlamında mastar (hayr/hiyer/hire/htyere), “bizzat ve sağladığı lezzet, fayda ve mutluluktan dolayı iyi, güzel; iyilik; iyilik sahibi; seçkin; temiz ve bol mal/servet” anlamında isim (çoğulu: hıyar, ahyar, huyûr). Karşıtı şerdir. Hayr “en iyisi, daha iyisi“, şer de “en kötüsü, daha kötüsü anlamında üstünlük ismi (ism-i tafdil) olarak da kullanılır.
Terim olarak dinin ve sağduyunun iyi ve güzel gördüğü, değer verdiği, insana faydası dokunan şey.
Hayr kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de geçtiği yüzlerce âyette üstünlük ismi yanında genel olarak “iyi, güzel, değerli, faydalı, mal, mülk, servet gibi arzulanan şeyler” anlamlarında geçmiş, “salih amel/iyilik” anlamında çoğul şekli hayrât da dokuz âyette (mesela bk el-Bakara 2/148; Al-i İmrân 3/114) zikredilmiştir. Hayr ayrıca manevi nimetler, Allah’ın kullarına özel nimeti olan vahiy veya Kur’an karşılığında da kullanılmış (el-Bakara 2/105; en-Nahl 16/30), bir âyette de hikmet Allah’ın bir lütfu ve nimeti olarak “büyük bir hayır” diye nitelendirilmiştir (el-Bakara 2/269).
Bazı hadislerde insanların yahut müslümanların en hayırlısının “iyiliği (hayrı) beklenen, kötülük etmesinden (şerrinden) korkulmayan” (Tirmizi, “Fiten”, 76); “dostlarına ve komşularına hayrı dokunan” (Tirmizi, “Birr”, 28); “geç öfkelenip çabuk yatışan” (Müsned, III, 19: Tirmizi, “Fiten”, 26); “borcunu güzellikle ödeyen kimse”
(Buhâri, “İstikräz”, 4, 6; İbn Mâce, “Ticărât”, 62) olduğu dile getirilir. Bir hadiste oruç tutmak, sadaka vermek ve geceleyin namaz kılmak “hayır kapıları” (Tirmizi, “İmân”, 8), haya da “bütünüyle hayır” olarak nitelendirilmiştir (Müslim, “Imán”, 61; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 6).
İslam felsefesi ve kelan ilminde de hayır ve şer hem ontolojik hem ahlaki kavramlar olarak incelenmiştir. Kelam ilminde konu genellikle ahlaki boyutuna ağırlık verilerek hüsün-kubuh terimleriyle ele alınırken konuya daha çok metafizik yönden yaklaşılan felsefe kaynaklarında hayır-şer terimleri kullanılmıştır. Ehl-i sünnet inancında, hayır gibi şer de evrensel planda Allah’ın takdir ve kazasına bağlı görülmüştür. Ancak mutlak hayırın aksine mutlak şer yoktur. Zira şerrin kendi başına bir varlığı, zatı mevcut değildir; şer ya bir zatın veya bir kemalin yokluğudur, yani bir tür eksikliktir. Filozoflara göre de evrende hâkim düzen hayır esası üzerine kurulmuş olup şer aslî değil ârızî olarak takdir edilmiştir. Mesela suyun serinletici, ateşin ısıtıcı nitelikleri varlık düzeni için tamamen hayırdır. Bir insanın suda boğulması veya ateşte yanması birer şer ise de bunlar su ve ateşin yaratılışında öncelikle amaçlanmış hususlar değildir. Kötü huylar ve bunlardan doğan kötü fiiller de ruhun kendine has bazı yetkinlikleri kaybetmesinin sonucudur (ayrıca bk. hüsün ve kubuh; şer).
Hayır, kelime anlamı olarak “iyi” ve “iyilik” anlamlarına gelirken, şerrin zıddı olarak kullanılır. Kur’an’da ise hem maddi hem de manevi anlamda iyilikleri, faydalı ve değerli şeyleri ifade eder. Bazı ayetlerde mal ve servet anlamına gelirken, bazı ayetlerde manevi nimetler, iyilikler, doğru davranışlar ve Allah rızası için yapılan eylemleri kapsar. Ayrıca, İslam felsefesi ve kelamcılar hayır ve şerri hem ontolojik hem de ahlaki açıdan ele almışlardır.
Bu metinde İslam alimlerinin hayrı genel anlamda “varlık” (vücûd) ve şerri “yokluk” (adem) olarak açıkladıkları vurgulanmıştır. Hayrın mutlak olduğu, şerrin ise asli değil, arızi bir durum olarak değerlendirildiği belirtilmektedir. İslam düşünürleri genellikle, evrendeki düzenin hayır üzerine kurulu olduğunu ve şerrin arızi, geçici bir durum olduğunu savunmuşlardır.
Hayrın Kur’an’da maddi anlamda refah, zenginlik gibi imkânlarla bağlantılı olduğu gibi, manevi anlamda vahiy, hikmet ve doğru davranışlarla da ilişkilendirildiği anlatılmaktadır. Ayrıca hadislerde de insanların en hayırlısının iyilik yapan, zarar vermeyen kişiler olduğuna dair örnekler verilmektedir.
Sonuç olarak İslam’da hayır, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde iyilikleri, faydalı işleri ve Allah’ın razı olduğu amelleri ifade eder. Aynı zamanda, şer ise eksiklik, yokluk ya da bozulma anlamında kullanılır ve her iki kavram da geniş bir şekilde incelenmiştir.
BENZER KONULAR:
- hayır ne demektir
- Ömrün sonlarında daha fazla hayır yapmaya teşvik eden Ayet ve Hadisler
- “İnsanların iyisi Arap, Arabın iyisi Kureyş, Kureyş’in iyisi Beni Haşim’dir. Acemin iyisi Fars, Sudanlının iyisi Nube, malın hayırlısı mehirdir” Hadis
- Şer olan şeyin hayır olmasını istemek
- Amellerin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır Arapçası
- Tümünü görüntüle.
Hayır ve Şer Kavramları
Hayır Kavramı
Hayır kelimesi, sözlükte “iyi olmak”, “iyilik etmek”, “üstün olmak”, “üstün kılmak” gibi anlamlara gelir. Şerrin karşıtı olarak kullanılır ve “iyi” veya “iyilik” anlamına gelir. Aynı zamanda “mal ve servet” anlamına da gelen hayır, “en iyisi” veya “daha iyisi” anlamında da kullanılır.
Kur’an’da Hayır Kavramı
Kur’an’da 176 yerde geçen hayır kelimesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir. Genel olarak “iyi, güzel, değerli, faydalı” ve “mal, mülk gibi arzulanan şeyler” gibi anlamlarda kullanılır. Kur’an’da hayır, birçok yerde çeşitli olumsuz kavramların zıddı olarak da kullanılır.
Hayır Kavramının Kullanım Alanları
Hayır kelimesinin Kur’an’daki kullanımlarını iki ana bölümde ele alabiliriz:
Maddi Değerler ve Nimetler: Bu bölümdeki ayetlerde hayır kavramı, mal, servet, bolluk gibi maddi değerler ve imkanlar veya daha genel olarak her türlü maddi ve manevi nimet için kullanılır. Bazı ayetlerde hayır, “mal” kelimesinin eş anlamlısı gibi geçer.
İyi Tutum ve Davranışlar: Bu bölümdeki ayetlerde hayır kelimesi, “salih amel”, “hasene”, “maruf” gibi kavramlara yakın anlamlarda olmak üzere her türlü iyi tutum ve davranışın ahlaki değerini belirtmek için kullanılır. Kur’an genellikle, insanın ahirette kendisi için faydalı olacak her türlü iyiliğini hayır diye adlandırır.
İslam Düşüncesinde Hayır ve Şer
İslam düşüncesinde hayır ve şer, hem ontolojik hem de ahlaki kavramlar olarak kullanılmıştır.
Ontolojik Anlamda Hayır ve Şer: Filozoflar, hayır ve şer terimlerini kullanmış ve konunun metafizik yönü üzerinde durmuşlardır. Bu anlayışa göre, hayır Tanrı’dan zorunlu ve sürekli bir taşmadır ve evrendeki her varlık bundan kendi gücü ve liyakati nispetinde pay almaktadır. Şerler ise bu aleme yukarı alemden gelmemektedir.
Ahlaki Anlamda Hayır ve Şer: İslam düşünürleri, ahlakı da alemdeki genel hayır düzeni çerçevesinde açıklamışlardır. Buna göre kötü fiiller ve bunların kaynağı olan kötü huylar, ruhun kendine has bazı yetkinliklerini kaybetmesinin sonucudur.
Sonuç
Hayır ve şer kavramları, İslam düşüncesinde önemli bir yere sahiptir. Bu kavramlar, hem ontolojik hem de ahlaki açıdan ele alınmış ve farklı boyutlarıyla incelenmiştir. Hayır, genel olarak iyi, güzel, değerli ve faydalı olanı ifade ederken, şer ise bunun zıddı olarak kabul edilir. İslam düşünürleri, evrende hayır düzeninin hakim olduğunu savunmuş ve insanları iyiye ve güzele yönelmeye teşvik etmişlerdir.