Abdest nedir? Abdest çeşitleri, farzları, sünnetleri, mekruhları, Abdesti bozan şeyler ve abdest duaları
ABDEST
Abdest, belirli organları usulüne uygun olarak yıkamak veya meshetmek suretiyle yapılan bir temizlenme şeklidir.
Abdest kelimesinin Arapça aslı ‘Vudû’dur. Dilimize Farsça âb/su ve dest/el kelimelerinden oluşan ‘el suyu’ anlamına gelen bir terkip olarak geçmiştir.
Abdestin farziyeti Kur’ân ve sünnet ile sabittir: Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinizle birlikte ellerinizi yıkayın. Başınıza meshedin. Her iki topuğunuzla birlikte ayaklarınızı da (yıkayın.)”
Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Abdesti olmayanın namazı da olmaz.
Abdestin Çeşitleri
A Farz Olan Abdestler:
1) Farz, vâcip, nâfile ve cenâze namazı kılmak için, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Allah, abdestsiz namazı kabul etmez.”
2) Tilavet secdesi yapmak için.
B-Vâcip Olan Abdestler:
1) Kâbe-i Muazzama’yı tavâf etmek için, “Rasûlüllah (s.a.v.) Mekke’ye geldiğinde ilk iş olarak abdest alıp, Kâbe’yi tavaf etti.”
2) Kur’ân’a dokunmak için. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunamaz.”
C-Mendûb Olan Abdestler:
1) Kur’ân ve dînî ilimleri (fıkıh, hadîs, akâid… gibi) okumak için, Ali (r.a.)’e abdest suyu getirildi; üçer kere ağzına su alıp gargara yaptı, burnuna su çekti, üç kere yüzünü yıkadı, ellerini dirsekleriyle beraber üçer kere yıkadı, sonra başını mesh etti, ayaklarını yıkadı ve dedi ki: ‘Rasûlüllah (s.a.v.) işte böyle abdest aldı sonra (da) Kur’ân’dan bir bölüm okudu.
2) Uyuyacağında ve uykudan kalktıktan sonra abdest almak, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Temiz ve abdestli olarak uyuyan, gündüz oruç tutup, gece ibâdet yapan kimse gibidir.
3) Abdest üzerine abdest almak ve devamlı abdestli bulunmak için, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kim abdestli olduğu halde tekrar abdest alırsa, Allah o kimseye on sevap yazar.”1307 “Abdest almaya; ancak mü’min kişi özen gösterir.
4) Her namaz için abdest almak, Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyetle:
“Rasûlüllah (s.a.v.) her namaz için abdest alırdı.
5) Öfkeyi gidermek için, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Öfke Şeytan’dandır. Şeytan da ateşten yaratıldı. Ateşi de ancak su söndürür. Bu hâle göre biriniz öfkelenirse, hemen abdest alsın.
6) Arafat’ta vakfe durmak ve Safâ ile Merve arasında sa’y etmek için,
7) Cenazeyi yıkamak ve takip etmek için, Rasûlüllah (s.a.v) buyuruyor ki: “Kim bir ölüyü taşırsa abdest alsın.”
8) Cünüp iken yiyip içmek veya uyumak için, “Rasûlüllah (s.a.v.) cünüp iken yemek veya uyumak istediğinde namaz için abdest aldığı gibi abdest alırdı.”
9) Gusülden önce alınan abdest. “Rasûlüllah (s.a.v.) (gusülden önce) namaz için alınan abdest gibi abdest alırdı.”
Abdestin Farzları
1) Yüzü bir kere yıkamak. Yüz, alnın saç bitiminden çene altına kadar ve iki kulak yumuşakları arasında olan yerdir. Sık olan sakalın sadece üstünü, seyrek olan sakalı ise dipleriyle beraber yıkamak gerekir.
2) Elleri parmak uçlarından başlayıp, dirseklere doğru -dirsekler dahilbir kere yıkamak. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Abdesti Allah’ın emrettiği gibi tam almadığınız müddetçe namazınız eksik olur. Şöyle ki, bir kimse yüzünü ve dirseklere kadar ellerini yıkar.”
3) Başın en az dörtte birini meshetmek. “Rasûlüllah (s.a.v.) abdestte başını, ellerinin artığı olmayan yeni bir su ile meshetti.”
Başta meshedilecek yer; iki kulağın üst tarafında kalan yerdir. “Rasûlüllah (s.a.v.) başını meshederken elini sarığının altına sokarak başının ön kısmını meshetti.”
4) Ayakları topuklarla beraber bir kere yıkamak. “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken ayaklarını topuklarına kadar yıkardı.” “Nebi (s.a.v.), abdest alan bir kimsenin ayağında tırnak kadar bir yeri ıslatmadığını görünce: “Ateşte yanacak olan ökçelerin vay hâline! Dön, abdestini gü zel al” buyurdu. O kişi de dönüp ayağının her tarafını iyice yıkadıktan sonra namazını kılmıştır.
Abdestin Sünnetleri
1) Niyet, yıkanan organlan abdest niyeti ile yıkamak gerekir. Niyetin dil ile söylenmesi şart değildir. Bununla beraber abdeste başlarken dil ile: ‘Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya’ demek güzel görülmüştür.
Abdest alırken niyet, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbeli mezhebine göre farzdır.
2) Besmele ile başlamak. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Abdeste başlarken besmele çekmeyen kimsenin abdesti yoktur.” “(Ey Müslümanlar!) Allah’ın adı ile abdest alın.”
“Kim abdest alır, besmele çekerse, bütün bedeni için temizleyici olur. Kim de abdest alır, Allah’ın adını anmazsa, sadece abdest azaları için temizleyici olur.”1321 3) Evvela ellerini bileklerine kadar yıkamak, Evs b. Es-Sakafi (r.a.) anlatıyor: “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken (önce) avucuna su alıp iki elini üç defa yıkardı.”
4) Elin parmak aralarını hilâllemek, Lâkit b. Sabire (r.a.)’den rivâyetle; Rasûlüllah (s.a.v.): “Abdest aldığın zaman bir elin parmaklarını diğer elin parmakları arasına geçirip çekerek hilâlle Onların arasına cehennem ateşi girmesin ve onları hilâllemesin” buyurdu.
5) Eldeki yüzüğü oynatmak, “Rasûlüllah (s.a.v.), abdest aldığı zaman elindeki yüzüğü oynatırdı.”
6) Ağıza üç defa su alıp, çalkalayarak dışarı atılması, Osman b. Affan (r.a.) anlatıyor: “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken ağzına üç defa su alıp çalkalardı.”
7) Misvak kullanmak, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Eğer ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım, her abdest aldıklarında misvak kullanmalarını emrederdim.” “Nebî (s.a.v.) gece veya gündüz, her uykudan kalktığında, abdest almadan önce mutlaka misvak kullanırdı.” “Misvak hem ağzı temizler hem de Allah’ın rızasını kazandırır.”
8) Buruna üç defa su vermede mübalağa edip, burun temizliğini yapmak, Nebî (s.a.v.): “Abdest alan bir kimse, burnuna suyu (iyice) çeksin sonra (da) sümkürsün.” “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken üç defa burnuna su verip, sonra da sümkürürdü.”
9) Yüzünü yıkarken göz pınarlarının ovuşturulması gerekir. “Rasûlüllah (s.a.v.) (abdestte yüzü yıkarken) göz pınarlarını ovuştururdu.”
10) Sakallarının arasını hilâllemek, “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest aldığı zaman, bir avuç su alıp, sakalına alttan üste doğru geçirerek sakalının aralarını ıslatır ve: ‘Rabbimin bana öğrettiği şekil budur’ derdi.”
11) Başını kaplama meshetmek, “Rasûlüllah (s.a.v.) bir miktar su aldı, iki eliyle başını önden arkaya ensesine ulaşıncaya kadar meshetti. Daha sonra da (ellerini) ilk başladığı yere (başının ön kısmına) geri getirdi. Bunu tek sefer yaptı.”
12) Kulakların içini ve dışını meshetmek, İbn Abbas (r.a.)’den rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.) abdest alırken kullandığı sudan başka kulakları için yeni bir su aldı.135 Kulaklarının içini şehâdet parmağıyla, dışını ise başparmağıyla meshetti.”
13) El ve ayaklarını yıkamaya sağdan başlamak, “Rasûlüllah (s.a.v.) temizlikte sağdan başlamayı severdi.” Bize de: “Abdest aldığınız zaman sağ tarafınızdan başlayınız”1338 diye tavsiyede bulunurdu.
14) El ve ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak,
15) Ayak parmak aralarını hilâllemek, Müstevrid b. Şeddad (r.a.) anlatıyor: ‘Rasûlüllah (s.a.v.)’i abdest aldığı zaman, ayak parmaklarını (sol) elinin serçe parmağı ile hilällediğini gördüm.”
16) Azaları üçer kere yıkamak, Bir adam Rasûlüllah (s.a.v.ye gelip “Ey Allah’ın Rasûlü! Abdest nasıl alınır?” diye sordu. Rasûlüllah (s.a.v.) de bir kap su isteyerek; ellerini üç kere, yüzünü üç kere, kollarını üç kere yıkayarak başını meshetti. Şehådet parmaklarını kulaklarına sokarak baş parmağı ile kulağının dışını şehâdet parmağıyla da içini meshetti. Sonra ayaklarını üçer kere yıkadı.” “Nebî (s.a.v.), abdest organlarını üçer kere yıkardı.”
17) Abdest azalarını yıkarken iyice ovmak, Rasûlüllah (s.a.v.): “Abdest alırken abdestini tam ve eksiksiz (olarak) al, suyu (ovalayarak) her tarafına ulaştır” buyurdu.
Mâlikî mezhebine göre, abdest azalarını ovarak yıkamak farzdır.
18) Abdest azalarının parlaklığını ve nûrunu artırmak için azaların daha fazla yıkanması, Rasûlüllah (sa.v.) şöyle buyurdu: “Ümmetim kıyamet günü alınları parlak ve abdest azaları nurlanmış olarak gelirler.
İçinizden kim yüzünün nurunu artırmaya muktedir ise, onu yapsın.”
Ebâ Hazim (r.aleyh)’den rivâyetle: ‘Ebû Hüreyre (r.a.)’ın namaz için abdest alırken ardında idim. Kollarını koltuğunun altına kadar yıkadığını görünce: “Ey Ebû Hüreyre! Bu nasıl abdest almak?” diye sordum. Ebû Hüreyre (r.a.) de: “Senin burada olduğunu bilseydim bu şekilde abdest almazdım. Ben dostum Rasûlüllah (s.a.v.)’i: “Mü’minin nûru, abdest suyunun ulaştığı yere kadardır” buyururken işittim” diye karşılık verdi.
19) Muválát/Bir âzâ kurumadan diğerini yıkamak,
Mâlikî ve Hanbeli mezhebine göre, muvâlât farzdır.
20) Abdesti tertip üzere almak; yâni abdest âzâlarını sırasıyla yıkamak, Şafiî ve Hanbeli mezhebine göre, tertip farzdır.
21) Abdestten sonra kurulanmak, Âişe (r.anhâ) anlatıyor: “Rasûlüllah (s.a.v.)’in bir havlusu vardı. Abdestten sonra onunla kurulanırdı.”
DUA
22) Rasûlüllah (s.a.v.) abdestten sonra şöyle dememizi tavsiye ediyor: “Sizden kim, abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar, sonra da:
Arapça metin:
أَشْهَدُ أَنْ لا إله إلا اللهُ وَحْدَهُ لا شَريكَ لَهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ اللَّهُمَّ اجْعَلْنِي مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُتَطَهِّرِينَ
Okunuşu: “Eşhedü ellâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîkeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh. Allâhümmec’alnî mine’ttevvâbîne vec’alnî mine’l-mütedahhirîn.”
Mânası: “Ben şehâdet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur ve O tektir, eşi ve ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed (s.a.v.) Allah’ın kulu ve Rasûlüdür. Allah’ım! Beni çok tevbe edenlerden ve çokça temizlenenlerden kıl” derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer.”
23) Abdest aldıktan sonra, şâyet kerahet vakti değil ise, Allah rızası için iki rek’at namaz kılmak, Rasûlüllah (s.a.v.) Bilâl-i Habeşi (r.a.)’e: “Ey Bilal! Sen İslâm’a girdikten sonra yapmış olduğun ve sevap getireceğinden en fazla ümit var olduğun amelini Bana anlat. (Çünkü Ben,) dün gece Mirac’da cennette iken, önümde senin ayak seslerini duydum” buyurdu.
Bilal (r.a.) de: ‘Gece olsun gündüz olsun abdest aldığım zaman, o abdestle kılabildiğim kadar namaz kılarım’ dedi. Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu: “Kim abdest alır, sonra da kalkar iki rek’at namaz kılar ve bu iki rek’at hakkında içinden nefsine bir şeyler geçirmezse, geçmiş günahları bağışlanır.”
Abdestin Adab/Müstehapları Nelerdir?
1) Özür sahibi olmayanlar için namaz vakti girmeden abdest almak, her vakit abdestli bulunmaya gayret etmek,
2) Abdest alırken suyun üzerimize sıçramasından korunmak,
3) Kıbleye doğru yönelerek abdest almak,
4) Ağza ve burna su vermeyi sağ el ile yapmak,
5) Boynu meshetmek, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Ellerin tersiyle boynu meshetmek müstehaptır.”1350 “Kim abdest alır da boynunu meshederse, kıyamet gününde boynuna geçirilecek cehennem halkasından kurtulur.”1351
6) Ayak parmaklarını hilâllemeye sağ ayağın küçük parmağından başlayıp sıra ile devam ederek sol ayağın küçük parmağında bitirmek, 7) Ayakların altını sol el ile yıkamamak, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Biriniz abdest aldığında ayaklarının altını sağ eliyle yıkamasın.”
8) Abdest alırken kimseden yardım istememek, Hastalık v.s. gibi başkasının yardımını zarurî kılan özür hâli olanlar bundan müstesnadır. Ancak kişi, kendisi yardım talep etmeden başka biri ona, gönüllü olarak yardım ederse, bunda bir sakınca yoktur. Muğire b. Şu’be (r.a.)’den rivâyetle: “Gece yolculuklarından birinde Rasûlüllah (s.a.v.) ile birlikte idim. Bana: “Yanında su var mı?” diye sordu. Ben: “Evet” deyince devesinden indi ve gecenin karanlığında kayboluncaya kadar uzaklaştı. Döndüğünde abdest alması için ibrikteki suyla O’na hizmet ettim. Ben mestlerini çıkarmak için eğilince “Bırak, Ben onları abdestli olarak giydim” buyurdu ve onların (üzerine) meshetti.”
9) Abdestten arta kalan suyu ayakta içmek. Hüseyin b. Ali (r.a.)’den rivâyetle: “Ali (r.a.) bir kap su istedi, …(Abdestini aldıktan) sonra ayağa kalkarak bana: “Suyu ver” dedi. Ben de artan abdest suyunu O’na verdim. (Suyu) ayakta içtiğini görünce şaşırdım. Benim şaşırdığımı fark edince O: “Şaşırma, ben, deden (s.a.v.)’i böyle yaparken gördüm, O da artan abdest suyunu istedi ve ayakta içti” dedi.
Abdestin Mekruhları
1) Temiz olmayan yerde abdest almak,
2) Sağ el ile sümkürmek, Ali (r.a.) abdest alırken burnuna (sağ eliyle) su verdi sol eliyle de burnunu temizledi, sonra da: “İşte Peygamber (s.a.v.)’in abdesti ve burun temizliği böyleydi” dedi.
3) Suyu yüzüne çarpmak,
4) Abdest âzâlarından birini üç defadan fazla yıkamak, Bir bedevi abdestin nasıl alınacağını Rasûlüllah (s.a.v.)’e sordu. O da organlarını üçer defa yıkayarak gösterdikten sonra şöyle buyurdu: “İşte abdest böyledir. Kim bundan fazla yaparsa haddini aşmış, zulüm etmiş olur” buyurdu.
5) Suyu çok az kullanmak veya israf etmek, Nebî (s.a.v.) Sa’d (r.a.)’ın abdest alırken yanından geçti. Ona, “Ya Sa’d! Bu ne israf?” deyince Sa’d (r.a.): ‘Suda israf var mı?” dedi. Rasûlüllah (s.a.v.): “Evet, akan bir nehrin kenarında olsan dahi” buyurdu.
6) Abdest alırken bir ihtiyaç olmaksızın konuşmak, Osman b. Affan (r.a.) abdest alırken bir adam selâm verip, mescide geçti. Osman (r.a.) abdestini bitirinceye kadar selâmını almadı. Daha sonra (o adamın) yanina vardı ve: “(Biraz önce) senin selâmını almadım. Çünkü Rasûlüllah (s.a.v.): “Kim abdest alırken hiç konuşmaz, sonunda da kelime-i şehâdeti okursa, iki abdest arasında işlediği günahları bağışlanır” buyurdu.”
7) Sünnetleri terk etmek.
Abdest Nasıl Alınır?
Abdest alacak olan kimse, kollarını dirseklerin yukarısına kadar sıvar. Vücudun herhangi bir yerinde hamur, boya, ruj ve oje gibi altına su geçirmeyen maddeler varsa temizler. Mümkünse kıbleye karşı döner.
“Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya” diye niyet edip, besmeleyi çeker. Sonrasını Peygamber (s.a.v.)’den öğrenelim.
Rasûlüllah (s.a.v.) önce bir kap su istedi ve ellerine üç defa su döküp yıkadı, sonra sağ elini kaba daldırarak aldığı su ile ağzını çalkalayıp, dışarı boşalttı, burnuna su verip, dışarı sümkürdü, sonra üç defa yüzünü yıkadı, sonra dirseklere kadar üç defa kollarını yıkadı, sonra (eline almış olduğu suyu dökerek ıslak eliyle) başını meshetti, sonra ayaklarını topuklarına kadar üçer defa yıkadı.
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyetle: “Bana Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdu ki: “Oğlum! Abdestini tam al ki, yanındaki koruyucu/hafaza melekleri seni sevsinler ve ömrün bereketlensin.”
Kul, Abdestle Küçük Günahlardan Arınır
Abdestle, dış dünya ile daha çok temasta bulunan organlarımızı temizleyerek, bu organlarımızla işlediğimiz günahların bağışlanmasını sağlamış oluruz. Rasûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Kişide iyi bir haslet/özellik bulunur da Allah bu sayede onun bütün amelini düzeltir. İşte kişinin namaz için abdest alması böyledir. Allah abdesti sayesinde onun günahlarını bağışlar. Sonra namazı nâfile/azık olarak (ona) kalır.””
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyetle; Rasûlüllah (s.a.v.): “Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükseltmesine neden olan hayır yollarını haber vereyim mi?” buyurdu. Sahabe: “Evet, haber ver ya Rasûlallah!” dediler. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.): “Zor şartlarda güzelce abdest almaktır” buyurdu.
“Sizden kim abdest suyunu hazırlar, ağzına ve burnuna su alıp, boşalttıktan sonra sümkürürse, mutlaka ağzından ve burnundan hatalan dökülür. Sonra Allah’ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalın(in bittiği yerin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider.
Abdesti Bozan Şeyler
Abdullah ibn Mes’ûd (r.a.)’den rivâyetle: “Abdest, vücuda girenden dolayı değil, vücuttan çıkandan dolayı bozulur.”
1) Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin ve sarı suyun çıkması, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Akan her kan sebebiyle abdest bozulur.”
İstihâze kanı gören Hubeyş Kızı Fâtıma (r.anhâ)’ya, Rasûlüllah (s.a.v.): “Her namaz vakti girince abdest al ve namazını kıl” buyurdu.
2) Ağız dolusu su, yemek, safra ve kan pıhtısı kusmak abdesti bozduğu gibi aynı bulantı sebebiyle parça parça gelen kusuntunun toplamı ağız dolusu miktarına ulaşırsa yine abdesti bozar. “Rasûlüllah (s.a.v.) kustu ve hemen arkasından abdest aldı.”
3) Tükürdüğü zaman tükrüğünün yarısı veya daha fazlasının kanolması,
4) Küçük veya büyük tuvalet yapmak, Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Herhangi biriniz ayak yolundan gelmiş ise (abdest alsın.)”
5) Yellenmek, Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Abdest, kokusu ve sesi olan yellenmeden dolayı alınmalıdır.
6) Erkekle kadının arada bir engel olmaksızın tenasül organlarının birbirine dokunması, Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyetle: “Cinsel ilişki noktasına varmayan bir dokunma (abdesti) bozar.
7) Cinsel ilişkide bulunulması, Allah-ü Teâlâ buyuruyor ki: “Ya da kadınlara dokunmuş/cinsel ilişkide bulunmuş iseniz.”
8) İhtilam olmak ve kadınların hayız ve nifas hallerinin başlaması,
9) Tenasûl organından mezi ve vedinin gelmesi, Ibn Abbas (r.a.) der ki: “Tenasül organından çıkan mezi ve vedi sebebiyle erkeklik organı yıkanır ve abdest alınır.”
10) Kadınlardan gelen akıntılar,
11) Bayılmak, çıldırmak ve sarhoş olmak,
12) Tilâvet secdesi ve cenâze namazının dışındaki diğer namazlarda, yanındaki kimsenin işiteceği şekilde sesli gülmek,
13) Bir şeye dayanarak, sırtüstü veya yüzüstü yatarak uyumak. Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Uzanıp uyumadıkça secdede iken uyuyana abdest gerekmez. Zira kişi uzanıp uyuduğunda mafsalları gevşer.” “Göz dübürün ağız bağıdır. Dolayısıyla kim uyursa abdest alsın.
14) Erkeğin idrar akıntısını kesmek için idrar yoluna soktuğu pamuğun sonradan dışarı çıkması veya çıkarılması hâlinde abdest bozulur. Pamuğun üzerinde yaşlık bulunup, bulunmaması hükmü değiştirmez. Eğer pamuk, idrar yoluna tamamen konulmayıp kısmen konulmuşsa, içte kalan kısım ıslanmış olsa bile, dışta kalan kısma idrar sızmadıktan sonra abdest bozulmaz. Ancak pamuk çekip çıkarılır veya kendiliğinden düşerse, üzerinde az bir yaşlığın olması, abdesti bozar.
15) Kadının tenâsül uzvu içine konulan pamuğun, ıslanmış olarak dışarı çıkması veya çıkarılması hâlinde abdesti bozulur. Uzvun içine konulan pamuğun iç kısmının ıslanması abdesti bozmaz. Islaklığın pamuğun dışına da çıkması gerekir. Uzvun dışına konulan pamuğun iç tarafı ıslanmış olunca abdest bozulmuş olur. Pamuğun dışına ıslaklık sızıp sızmaması mühim değildir.
16) Teyemmüm etmiş bir kimsenin ihtiyaçları haricinde abdeste yetecek kadar suyu bulması ve kullanma imkânının olması,
17) Özür sahibi olanlar için namaz vaktinin çıkmış olması,
18) Mest üzerine mesh ederek, abdest alan kimse için meshin müddetinin sona ermesi.
Rasûlüllah (s.a.v.) buyuruyor ki: “Allah, sizlerin namazını, abdesti bozulunca yeniden abdest almadıkça kabul etmez.”
Abdesti Bozmayan Şeyler
1) Bir hastalık sebebiyle olmayıp, ağlamak ve çok gülmekten dolays akan gözyaşı,
2) Çıktığı yerin etrafına yayılmayan kan ve irin,
3) Kabuk bağlamış bir yaradan kan akmaksızın kabuğun, etin düşmesi veya koparılması, tırnak kesmek, tıraş olmak,
4) Yaradan, burun ve kulaktan kurt düşmesi,
5) Ağız dolusundan az olan su, yemek, safra ve kan pıhtısının kusulması,
6) Kullanılan misvak, diş fırçası veya ısırılan bir meyve üzerinde görülen; ancak akıcılığı olmayan kan,
7) Pire, kene, sivrisinek ve karasineğin doyuncaya kadar kan emmesi,
8) Diz üstü veya iki oturağı yere gelecek şekilde bir yere dayanmaksızın oturduğu yerde uyumak,
9) Namaz dışında gülmek,
10) Mayasıl yaşlığı ve parmak aralarındaki pişinti,
11) Kişinin hanımının avret mahalli dışında herhangi bir yerine dokunması, Aişe (r.anha)’dan rivâyetle: “Rasûlüllah (s.a.v.) namaz kılarken ayaklarım kıble tarafında önünde uyurdum. Secdeye vardığında beni dürtükler, ben de ayaklarımı çekerdim. Secdeden kalkınca ayaklarımı tekrar uzatırdım. O günlerde evlerde ışık bulunmazdı.
12) Kişinin hanımını öpmesi, Âişe (r.anhâ): “Rasûlüllah (s.a.v.) hanımlarından birisini öptü, sonra abdest almadan namaza çıktı.”
13) Kişinin kendi erkeklik uzvuna dokunması, “Bir adam Rasûlüllah (s.a.v.)’e: ‘Erkeklik uzvuna dokunan kimse, abdest alması gerekir mi?’ diye sordu. Rasûlüllah (s.a.v.): “Hayır, o ancak senden bir parçadır” buyurdu.
Abdestle İlgili Diğer Konular
1) Bir kimse abdest aldığını kesin olarak bildiği halde bozup bozmadığından şüpheye düşse, o kimse abdestli sayılır. Ancak abdestini bozmuş olduğunu kesin olarak bilen kimse, yeniden abdest alıp almadığından şüphe etse, o kimse abdestsiz sayılır.
2) Abdest sırasında veya abdest aldıktan sonra bâzı uzuvlarını yıkayıp yıkamadığından şüpheye düşen kimse, eğer vesveseli biri değilse, o yıkamadığını zannettiği uzuvlarını yıkar, noksanını giderir. Eğer vesveseli biri ise, şüphesine itibar edilmez. Abdesti tam sayılır.
3) Boyacıların tırnaklarında kalan boyalar, zaruret sebebiyle abdestlerine zarar vermez. Fakat bir zaruret sebebi olmayıp, tırnakların üzerinde ince bir tabaka teşkil eden ve altlarına suyun geçmesini önleyen ojeler, abdestin sıhhatine mânidir.
4) Abdest organlarından biri veya bir kaçı bulunmayan kimse, mevcut organlarını yıkamakla yetinir. Bir organını kaybeden kimse, başkasına ait olan organı ameliyatla kendisine takılsa, o kendi organı hükmünde olup, abdest ve gusülde yıkamakla sorumludur.
BENZER KONULAR:
- Abdest ne zaman farz kılındı?
- Abdest nedir ve nasıl alınır?
- Abdest ne Demek
- Adet sonrası Abdest ne zaman alınır
- Farz olan Abdest nedir
- Tümünü görüntüle.
- Korona testim pozitif. Abdest nasıl alacagım?
- Hanefi mezhebine göre oruçluyken Abdest nasıl alınır
- Koronayken Abdest nasıl alınır?
- Saçı mesh etmeden Abdest nasıl alınır?
- Açık yara ile Abdest nasıl alınır
- Tümünü görüntüle.