ORUÇ
Oruç, sabah tanyerinin ağarmasından akşam güneş batana kadar yemeden, içmeden, cinsel yakınlıktan uzak durmak demektir. Orucu ifade için “savm” kelimesi de kullanılır. Oruç tutmaya “imsak”, akşam orucu bozmaya da “iftar” denir. Farz oruç bir aydır ve oruç ayı Ramazan’dır.
Müslüman, akıllı ve ergin olan herkese oruç farzdır. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.
Ramazan geldiğinde hasta olanlar, yolculuk edenler, hamile olan veya çocuk emziren hanımlar durumlarına göre oruçlarını sonra tutmak üzere erteleyebilirler. Oruca dayanamayacak kadar yaşlı olanlar ise maddi durumları elverdiği takdirde tutamadıkları her gün için bir fidye verirler. Fidye bir fakirin bir günlük yiyeceği veya bu yiyeceği satın alacak kadar para demektir.
Orucu Bozmayan Şeyler:
1- Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek,
2- Kendi isteği dışında hastalık ve benzeri sebeplerle ağız dolusu kusmak,
3- Kendisine gusül gereken kimsenin sabaha kadar bekleyerek sabah yıkanması,
4- Güzel kokular koklamak, orucu bozmaz.
Orucu Bozan Şeyler:
1- Normal yoldan alınan anormal gıdalar (fındığı, ce vizi kabuğu ile yutmak, para, boncuk, misket, madeni bir cisim boğazına kaçmak gibi),
2- Anormal yoldan alınan normal gıdalar (adaleden. veya damardan kan veya vitamin iğnesi olmak gibi)
3- Elma, armut, ayva gibi meyveleri hamken yemek,
4- Zeytin çekirdeği vb. yutmak,
5- Hastalanıp ilaç almak veya iğne olmak,
6- Abdest alırken veya yıkanırken boğazına su kaçırmak,
7- Kendi isteğiyle ağız dolusu kusmak,
8- Birisi tarafından zorlanarak oruç bozmak,
9- Güneş battı zannıyla iftar ettikten sonra henüz güneşin batmadığını anlamak,
10- Unutarak yedikten sonra orucum bozuldu diye ye meye devam etmek gibi durumlar orucu bozar ve kaza (gününe gün oruç tutulmasını) gerektirir.
Oruçlu olduğunu bile bile orucu bozacak herhangi bir davranışta bulunmak (yemek, içmek, cinsel yakınlık ta bulunmak gibi) yalnız orucu bozmakla kalmaz, kefaret denen 60 gün ceza orucu tutmayı da gerektirir.
Kefaret orucu ard arda tutulur. Birkaç gün tuttuktan sonra ara verilse tamamına yeniden başlayıp tutmak gerekir.
Bir ramazanda birkaç defa kefaret gerektirecek şekil de orucunu bozana tek kefaret yetmektedir.
Orucun Hikmetleri (Erdemleri):
Dinimizin sınırsız maddi ve manevî erdemlere sahip ibadetlerinden biri de oruçtur. Allah için bütün bir gün ağzına bir lokma yiyecek, bir yudum içecek koymadan sabretmek, nefsi çeken çeşitli zevklere karşı kendini frenlemek her babayiğidin harcı değildir. Her şeyden önce kuvvetli bir iman, çelik gibi bir irade gereklidir. Peygamberimiz (s.a.v.)’den orucun erdemiyle ilgili birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri şöyledir:
“Âdemoğlunun her ameli kendisi içindir. Bir iyiliğe on mislinden yedi yüz misline kadar sevap yazılır. Allah Teâlâ buyurdu ki: Yalnız oruç benim içindir, onun mükâfatını ben veririm. Oruçlu yemesini, içmesini, zevkini benim için terk eder. Oruçlunun ağzının kokusu Allah katında misk kokusundan daha üstündür. Oruçlunun iki sevinç anı vardir: Bir iftar ettiğinde, bir de Rabbine kavuştuğunda.”
Orucun bedenî hikmetleri de sayısızdır. On bir ay yorulan, yemede, içmede, zevk ve sefada hiçbir sınırlama ya tâbi olmayan insan vücudu için oruç gerçek bir dinlenmedir.
“Devamlı atıştırmanın en fazla yorduğu organlardan biri karaciğerdir. Onda bir gr. yiyecek dahi sindirim siste mini harekete geçirmeye karaciğeri çalıştırmaya yeterli olmaktadır.
Bedenimizin en hayatî organı olan karaciğer için gerçek bir dinlenme ancak oruçla mümkün olmaktadır. Oruç ibadeti vesilesiyle karaciğer günde 4 ilâ 6 saat dinlenme imkânına kavuşmaktadır. Vücudun tümü için de dinlenme olayı geçerlidir.”
Oruçtan maddi ve manevi olarak en üst düzeyde yararlanmak için söz ve davranışlarımıza da çok dikkat etmeliyiz. Oruç yalnız aç ve susuz durmakla değil, kötü alış kanlıklarımızı terk etmekle amacına ulaşır.
“Yalan sözü bırakmayanın, yalanlarla iş görmeyi terk etmeyenin, oruç adı altında aç ve susuz kalmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.” (Hadis)